YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUN TASARISININ 4817 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GETİRECEĞİ DEĞİŞİKLİKLER

on 13 Mart 2013 Çarşamba


Şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde bulunan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu tasarısı[1], ülkemizin ihtiyacı olan kapsamlı ve güncel bir yabancılar kanununa kavuşması yönünde büyük önem arz etmektedir.  Tasarı, yabancıların ülkeye giriş, çıkışlarını, vize ve ikamet izinleri ile yabancıların sınırdışı edilmelerini, uluslararası koruma düzenlemelerini ve göç yönetiminden sorumlu Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen beş ana kısımdan oluşmaktadır. Tasarının genel gerekçesinde de belirtildiği üzere “uluslararası koruma dışında kalan ya­bancıların ülkeye girişini, ülkede kalışını, ülkeden çıkışını, vize ve ikamet izni işlemlerini, sınır dışı edilmelerini ve Türkiye’de bulundukları sürece sahip oldukları hak ve yükümlülüklerini düzenleyen Pasaport Kanunu ile Yaban­cıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun, 1950 tarihli olup, güncel sorunlar ve gelişmeler karşısında yetersiz kalmaktadır. Bunun yanın­da, uluslararası koruma alanında kanun düzeyinde temel bir düzenleme bu­lunmamakta, uygulamalar idarî düzenlemeler doğrultusunda yürütülmekte­dir” Tasarının kanunlaşması ile kapsamı dahilinde yer alan uluslararası koruma düzenlemelerinin ve yabancıların Türkiye’ye giriş, Türkiye’den çıkış ve Türkiye’de kalışlarını düzenleyen usul ve esasların güncellenmesi, çağdaşlaşması ve, ikincil düzenlemelerden ziyade hukuki temellere dayanması amaçlanmaktadır.  1/619 Esas numarası ile TBMM gündeminde bulunan tasarının önümüzdeki günlerde yasalaşması beklenilmektedir. Bu çalışmada tasarının 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanun[2] kapsamında mevcut yabancıların çalışma izinleri rejimine getireceği değişiklikler ele alınacaktır. Tasarının incelenmesinde, İçişleri Komisyonu tarafından kabul edilen metin kullanılmıştır.[3]  Tasarının yasalaşması halinde, 4817 sayılı kanun çerçevesinde oluşturulmuş olan yabancıların çalışma izni sistemindeki öngörülen önemli değişiklikler aşağıda sıralanmaktadır.



ÇALIŞMA İZİN BELGELERİNİN İKAMET İZNİ YERİNE KULLANILMASI
YUKK tasarısında dikkat çeken en önemli değişikliklerden birisi, yabancıların çalışma izin belgelerinin ve Bakanlıkça düzenlenen Çalışma İzin Muafiyet Teyit belgelerinin, ikamet izni olarak kullanılabilirliğidir.[4] Bu durum, eski uygulamada var olan Çalışma Amaçlı İkamet tezkerelerini ortadan kaldırmaktadır. Nitekim, YUKK tasarısında, ikamet çeşitleri başlığı altında, çalışma amaçlı ikamet tezkeresine yer verilmemiştir.[5]  Aynı zamanda, gerek yurtdışı gerekse yurtiçi başvurular sonucunda edinilmiş olan çalışma izinlerinin geçerlilik kazanmasında, yabancının “en geç bir ay içerisinde çalışma amaçlı ikamet tezkeresi başvurusunda bulunması”[6] yükümlülüğüne son verilmektedir. Tasarı, çalışma izni muafiyet teyit belgelerinin de, ikamet tezkeresi olarak kullanılabilmesinin önünü açmaktadır. Bilindiği üzere, 4817 sayılı kanun gereğince bazı yabancılar, belirlenen görev ve süreler dahilinde ülkemizde çalışma izni almaksızın çalışabilmektedirler. Çalışma izin muafiyetleri, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin[7]55. maddesinde açıkça listelenmiştir. Çalışma izni muafiyetlerinden yararlanacak olan yabancıların ülkeye giriş yaptıkları tarihten itibaren en geç otuz gün içerisinde ve her halükarda faaliyetlerine başlamadan önce geliş amaçlarını, ne kadar süre ile ve nerede kalacaklarına ilişkin bilgileri, bulundukları yerin emniyet makamlarına bildirerek[8] ikamet izni almaları esastır. Kanunun 10. maddesi ve uygulama yönetmeliğinin 56. maddesi uyarınca çalışma izninden muaf olan yabancılara istekleri halinde şekli ve içeriği Bakanlıkça belirlenecek “Çalışma İzni Muafiyet Teyit Belgesi” düzenlenmektedir. Tasarının yasalaşması ile, çalışma izni muafiyet teyit belgelerinin, ikamet izni olarak sayılması söz konusu olacağı için,  yabancıların bu belgeleri, faaliyetlerine başlamadan önce edinmeleri zorunlu hale gelebilecektir.
ÇALIŞMA İZNİ BAŞVURUSUNDA BULUNAMAYACAK YABANCILAR
YUKK tasarısının “Çalışma izninin ikamet izni sayılması” adlı 27. maddesi ikinci bendi hükmünce, çalışma izni veya çalışma izni uzatma başvurusunda bulunacak yabancıların, YUKK tasarısının 7. maddesi kapsamına girmemeleri şartı aranmaktadır. Tasarının 7. maddesi Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyen yabancılar başlığı altında aşağıdaki durumlarda yabancıların ülkeye girişlerine izin verilmeyeceğini belirtir. (i) Pasaportu, pasaport yerine geçen belgesi, vizesi veya ikamet ya da çalışma izni olmayanlar ile bu belgeleri veya izinleri hileli yollarla edindiği veya sahte olduğu anlaşılanlar. (ii) Vize, vize muafiyeti veya ikamet izin süresinin bitiminden itibaren en az altmış gün süreli pasaport veya pasaport yerine geçen belgesi olmayanlar. (iii) Vize muafiyeti kapsamında olsalar dahi, 15. maddenin birinci fıkrasında sayılan yabancılar. Tasarının 15. maddesinin birinci fıkrası ise, yabancılara talep ettikleri vize süresinden en az altmış gün daha uzun süreli pasaport ya da pasaport yerine geçen belgeye sahip olmamaları durumunda vize verilmeyeceğini hükme bağlamaktadır.
ÇALIŞMA AMAÇLI İKAMET İZNİ BAŞVURUSU YAPMA ZORUNLUĞUNUN ORTADAN KALKMASI
Tasarı, 4817 sayılı kanunun çalışma izinlerinin verilmelerini ve uzatılmalarını düzenleyen 12. maddesinin birinci fıkrasını aşağıdaki gibi değiştirmektedir.
“Yabancılar, ilk çalışma izni başvurularını bulundukları ülkelerdeki Türkiye Cumhuriyeti konsolosluklarına yapar. Konsolosluk, bu başvuruları doğrudan Bakanlığa iletir. Bakanlık, ilgili mercilerin görüşlerini alarak 5 inci maddeye göre başvuruları değerlendirir; durumu uygun görülen yabancılara çalışma izni verir. Yabancılar, konsolosluklardan almış oldukları çalışma izinlerinde belirtilen süre kadar Türkiye’de kalıp çalışabilir.”[9]
İlk olarak, 12. maddeye getirilecek değişiklik ile yurtdışında bulunan temsilciliklerimizden çalışma izni alan yabancıların, ülkeye giriş yaptıkları tarihten itibaren en geç otuz gün içinde İçişleri Bakanlığına ikamet tezkeresi almak için başvurmaları zorunluğu ortadan kaldırılarak, çalışma izin belgelerinin, ikamet izni olarak  da kullanılması sağlanmıştır.
Değiştirilen 12. maddesi 1. fıkrası hükmü yabancıların ilk çalışma izni başvurularını yurtdışından, Türkiye Cumhuriyeti Konsoloslukları aracılığı ile yapabileceklerini ön görmektedir. 4817 sayılı kanunun 12. maddesi, birinci fıkrasının şu anki durumu ile ‘Türkiye dışında ikamet eden yabancılar’ yurtdışından temsilciliklerimiz aracı ile ilk başvurularını gerçekleştirebilirken, kanunun 12. maddesi ikinci fıkrası gereğince ‘Türkiye’de geçerli ikamet izni olan yabancılar veya bunların işverenleri’ başvurularını yurt içinden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapabilmektedirler. Her ne kadar YUKK tasarısı 12. maddenin 2. fıkrasında herhangi bir değişiklik öngörmese de, 4817 sayılı kanunun şu anki, mevcut metninde bulunan, yurt dışında ikamet eden ve yurt içinde geçerli ikamet izni olan yabancı ayrımını yapmamıştır.
ÇALIŞMA İZNİ BAŞVURULARINDA İKAMETTE ARANAN SÜRE İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER
YUKK tasarısı, 4817 sayılı kanunun 5. maddesinde tanımlanan süreli çalışma izinleri için çalışma izin süresinin belirlenmesinin yabancının ikamet izninin ve iş sözleşmesinin süresinin göz önünde bulundurularak yapılması hükmünde değişiklik yapmıştır. Tasarının 123. maddesi beşinci fıkrasının (a) bendi uyarınca,  4817 sayılı kanunun 5. maddesi (a) bendinde geçen “ikamet izninin süresi ile” ibaresi metinden çıkartılmıştır.   Mevcut durumda 4817 sayılı kanunun 5. maddesi (a) bendi süreli çalışma iznini tanımlayarak, yabancıların ilk çalışma izni başvurularında edinebilecekleri bir yıllık üst sınırı işaret etmektedir. Türkiye’nin taraf  olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, ülkemizde yabancılara ilk başvurularında belirli bir işyeri veya işletmede  ve belirli bir meslekte çalışmak üzere en çok bir yıl geçerli olmak üzere verilir.   Çalışma izni süresinin belirlenmesinde ise, yabancının ikamet izninin süresi ile hizmet akdinin veya işin süresinin göz önünde bulundurulacağı aynı maddede hükme bağlanmıştır. Uygulamada ise, yurtdışından yapılan çalışma izni başvurularında, ikamete ilişkin süre göz önünde bulundurulmamaktadır. Nitekim, mevcut uygulamada, çalışma vizesi ile ülkeye giriş yapmış yabancının, giriş yaptığı tarihten başlayarak, en geç otuz gün içerisinde ikamet tezkeresi başvurusunda bulunma zorunluluğu vardır. Diğer taraftan, yabancıların yurt içinden başvuruda bulunabilmeleri için en az altı aylık geçerli ikamet tezkerelerinin bulunması, Uygulama Yönetmeliğinin 7. maddesi birinci fıkrası gereğince hükme bağlanmıştır. YUKK tasarısının getireceği değişiklik aracılığı ile çalışma izin süresinin belirlenmesinde, sadece iş sözleşmesinin süresi göz önünde bulundurulacak ve 4817 sayılı kanunun 5(a) bendi aşağıdaki gibi değiştirilecektir.
“Türkiye’nin taraf  olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe süreli çalışma izni iş  piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişiklikleri  dikkate alınarak, yabancının  hizmet akdinin veya işin süresine göre, belirli bir işyeri veya işletmede  ve belirli bir meslekte çalışmak üzere en çok bir yıl geçerli olmak üzere verilir.”[10]
Diğer taraftan tasarı, 4817 sayılı kanunun 14. maddesi (c) bendini tamamen değiştirmektedir. Mevcut kanunda 14. maddenin (c) bendi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, yabancının geçerli ikamet izninin bulunmaması durumunda, çalışma izin başvurusunu reddebileceği yönünde hüküm belirtmektedir. Uygulamada ise, yurt dışından yapılan başvurularda, yabancının geçerli ikamet izninin bulunması beklenmemektedir fakat, 4817 sayılı kanunu 12. maddesi ikinci fıkrası ve uygulama yönetmeliğinin 7. maddesi birinci fıkrası gereğince yurt içi başvurularında, başvuru sahibi yabancının (en az altı ay) geçerli ikamet izninin bulunması şartı vardır. Bununla birlikte, uygulama yönetmeliğinin izin isteminin reddini düzenleyen 21. maddesinin dördüncü fıkrası,  14 (c) kapsamındaki reddin, turistik vize ya da çalışma amacı dışındaki vizelerle veya iki ülke arasındaki vize muafiyeti programı ve diğer vize kolaylıklarından yararlanarak Türkiye’ye gelmiş olan ve ikamet tezkeresi olmayan yabancıların, izin istemlerinde uygulandığı yönünde hüküm içermektedir. Tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda geçerli ikamet izninin bulunmadığı durumlarda izin istemlerinin reddini hükme bağlayan 14. madde (c) bendi  “İçişleri Bakanlığının olumsuz görüş bildirmesi,” şeklinde değiştirilecektir.[11]
Bu noktada tasarının, yurtiçinden geçerli ikamet izni olan yabancıların veya işverenlerinin çalışma izin başvurularına olanak sağlayan 4817 sayılı kanunun 12. maddesi ikinci fıkrasında her hangi bir değişikliğe gitmediğinin altı çizilmedir.  Tasarının yasalaşması halinde, özellikle uygulama yönetmeliğinin yurt içi izin başvurularını düzenleyen 7. maddesi ile izin isteminin reddini düzenleyen 21. maddesi yeni bir yönetmelik değişikliğine konu olacaktır.
ULUSLARARASI KORUMA KAPSAMINDAKİ YABANCILARIN ÇALIŞMA İZNİ
YUKK tasarısının “uluslararası koruma” başlığı altında bulunan üçüncü bölümünde, uluslararası koruma kapsamında bulunan yabancıların hak ve yükümlülüklerine yer verilmektedir. Uluslararası koruma, tasarıda mülteci[12], şartlı mülteci[13] veya ikincil koruma[14] statüsünü ifade etmektedir.[15] Tasarının 89. maddesi dördüncü bendi, uluslararası koruma kapsamında bulunan yabancıların Türkiye’de iş piyasasına erişimleri ile ilgili hükümleri içermektedir. 4817 sayılı kanun ve uygulama yönetmeliğinin mevcut hükümlerince, ‘2510 sayılı İskan Kanununa göre muhacir, mülteci veya göçebe olarak kabul edilen yabacılara’ istisnai çalışma izni verilebilir.[16] Yönetmeliğin 7. maddesi dördüncü fıkrası uyarınca ‘İçişleri Bakanlığınca mülteci veya sığınmacı statüsü verilmiş yabancılardan ikamette süre koşulu aranmaz’. Ayrıca mülteci ve sığınmacı statüsü verilmiş yabancıların başvurularının değerlendirilmesinde, Bakanlık, yönetmeliğin 13. maddesi 4. fıkrasında yer alan ‘işin özel niteliğini gösterir bilgiler ile yabancının eğitim durumu, çalışacağı işyerinin ulusal ekonomiye katkısı ve bu niteliklere uygun ücret düzeyi ile istihdam durumunu’ dikkate almaz.
YUKK tasarısı, 123. madde 5(b) bendi uyarınca “uluslararası koruma başvurusunda bulunan ve İçişleri Bakanlığınca şartlı mülteci statüsü verilen yabancı ve vatansız kişilere,” 4817 sayılı kanun gereğince öngörülen sürelere bakılmaksızın, istisnai çalışma izni başvurusunda bulunabilme imkanı getirilmiştir. Tasarının 89. maddesi 4. bendi, mülteci ve ikincil koruma statüsündeki yabancıların, kanunla belirlenen yabancılara yasaklanmış meslekler haricinde[17] diğer mesleklerde çalışabilmelerine olanak sağlamaktadır. 89. maddenin 4. bendi uyarınca ‘mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi kişiye verilecek kimlik belgesi, çalışma izni yerine de geçer ve bu durum kimlik belgesine yazılır.’[18] Tasarıya göre mülteci ve ikincil koruma statüsünde bulunan yabancıların iş piyasasına erişimleri, 4817 sayılı kanunun 11. maddesi ile uyumlu şekilde iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler ile istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik şartların gerekli kıldığı hâllerde, belirli bir süre için, tarım, sanayi veya hizmet sektörleri, belirli bir meslek, işkolu veya mülki ve coğrafi alan itibarıyla sınırlandırılabilir.[19] Fakat bu sınırlandırmaların, Türkiyenin de taraf olduğu 1951 tarihli Mültecilerin Hukukî Durumuna Dair Sözlesme[20]’nin 17. maddesinin 2. fıkrası ile uyumlu olarak Türkiye’de üç yıl ikamet eden veya Türk vatandaşıyla evli olan ya da Türk vatandaşı çocuğu olan mülteci ve ikincil koruma statüsü sahipleri için uygulanmayacağı da tasarıda yer almaktadır.[21] YUKK tasarısı ayrıca uluslararası koruma başvurusu sahiplerinin ve şartlı mültecilerin, uluslararası koruma başvurusundan itibaren altı ay sonra çalışma izni almak için başvuruda bulunabilmelerini öngörmektedir.[22]
ÖĞRENCİLERİN ÇALIŞMA İZNİ
YUKK tasarının yabancıların çalışma izinleri sistemine getireceği diğer bir değişiklik ise ülkemizde öğrenim gören yabancıların çalışmaları ile ilgilidir. Bilindiği üzere, Yabancıların Uygulama Yönetmeliğinin 7. maddesi, ülkemizde öğrenim gören yabancı öğrencilerin, yurtiçinden çalışma izni başvurusu yapmalarına olanak vermemektedir. Türkiye’de öğrenim amacıyla verilen ikamet izinleri, yabancıların yurt içi başvurularında istenilen “en az altı ay sürei ikamet izni” kapsamı dışında tutulmuştur.  Yönetmeliğin 7. maddesi ikinci fıkrası uyarınca;
“Türkiye’de öğrenim amacıyla verilen ikamet izinleri hariç, herhangi bir sebebe istinaden en az altı ay süreli ikamet izni almış olup da bu izin süresi içerisinde çalışma izni verilmiş yabancılardan, Türkiye’nin dış temsilcilikleri kanalı ile çalışma vizesi alması koşulu aranmaz.”
İstisnai olarak, lisansüstü öğrenim gören öğrenciler, araştırma yaptıkları yükseköğretim kurumlarında çalışabilmektedirler. YUKK tasarısı ile, ülkemizde bulunan yabancı öğrencilerin çalışması yönündeki kısıtlamalar ortadan kalkmaktadır. Tasarının 41. maddesi uyarınca;
”(1) Türkiye’de öğrenim gören önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri,çalışma izni almak kaydıyla çalışabilirler. Ancak, önlisans ve lisans öğrencileri için çalışma hakkı, ilk yıldan sonra başlar ve haftada yirmidört saatten fazla olamaz.
(2) Önlisans ve lisans öğrencilerinin çalışma hakkına ilişkin usul ve esaslar, Göç Politikaları Kurulunca belirlenecek esaslar çerçevesinde Bakanlık ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından müştereken düzenlenir.”
Görüldüğü üzere yüksek lisans ve doktora eğitimlerine devam eden yabancı öğrencilere, her hangi bir çalışma süresi kısıtlaması getirilmeden, çalışma izni alarak çalışabilme hakkı tanınmıştır. Diğer taraftan, önlisans ve lisans eğitimlerine devam eden yabancı öğrencilere, çalışma hakkı ilk yıldan sonra ve haftada yirmi dört saatten fazla olmamak kaydıyla verilmektedir.
ÇALIŞMA İZİNLERİ İLE İLGİLİ SINIRDIŞI HÜKÜMLER
Yabancıların çalışma izinleri kanunu ve uygulama yönetmeliği incelendiğinde, yabancıların izinsiz çalışmaları durumunda uygulanacak cezai hükümler arasında, izinsiz çalışan yabancının sınır dışı edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. 4817 sayılı kanunun 21. maddesi çalışma izni bulunmadan çalışan bağımlı ve bağımsız yabancı çalışanlar ile yanında çalışma izni olmaksızın yabancı çalıştıran işverenlere ve 18. madde kapsamındaki bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeyen bağımsız çalışan yabancılara ve yabancı personel çalıştıran işverenlere idari para cezaları öngörmektedir. Bu fillerin tekrarı halinde idari para cezaları bir kat arttırılarak uygulanmaktadır. 21. maddenin son fıkrasına göre idari para cezası ile cezalandırılan   bağımlı veya bağımsız çalışan yabancılar ile yabancı çalıştıran işverenler İçişleri Bakanlığına bildirilir. Yabancıların İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun, sınır dışı etme kararı alma yetkisini İçişleri Bakanlığına vermektedir.[23] YİSHK 19. maddesine göre “İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumî güvenliğe, siyasî veya idarî icaplara aykırı sayılan yabancılar verilecek muayyen  müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunur. Bu müddetin sonunda Türkiye’yi terk etmeyenler sınır dışı edilebilirler.”
Her ne kadar, umumi güvenlik, siyasi ve idari icaplar, İçişleri Bakanlığına, sınır dışı etme kararı almada geniş bir yetki sağlasa da, ne YİSHK’da ne de 4817 sayılı kanun ve uygulama yönetmeliğinde çalışma izni bulunmaksızın çalışan yabancıların sınır dışı edilmeleri yönünde tek başına bir hüküm bulunmamaktadır. Diğer taraftan bu hususa ilişkin, İçişleri Bakanlığının  02.10.2003 tarih ve 155 sayılı genelgesinde ‘denetlemeler sırasında kaçak çalıştığı belirlenen yabancıların Türkiye’ye girişi, pasaport, vize ve ikamet izni konuları tetkik edilecek, durumları yasal olmayanların sınırdışı işlemlerine süratle başlanacaktır’ [24] şeklinde bir hüküm yer almaktadır.
YUKK tasarısında ise, tasarının ‘Sınırdışı Etme Kararı Alınacaklar’ başlığı altında, 54. maddesinde çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilen yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınacağı hükmü yer almaktadır.[25]
İlaveten YUKK tasarısı, 123. madde 5(d) bendi uyarınca 4817 sayılı kanunun ‘çalışma izninin geçerliliğini kaybetmesini’ düzenleyen 16. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi “Yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınmış olması veya Türkiye’ye girişinin yasaklanması,” şeklinde değiştirilmiştir. 4817 sayılı kanunun mevcut halinde 16. maddenin (a) bendi yabancının ikamet tezkeresinin geçerliliğinin kaybetmesi veya uzatılmaması durumunda çalışma izninin de geçerliliğini kaybedeceğini hükme bağlamaktadır. Tasarı bu anlamda, 4817 sayılı kanunun 16. maddesinin içeriğini genişletmiştir.
SONUÇ
Yabancıların çalışma izinlerini düzenleyen 4817 sayılı kanun kapsamında yabancıların ikamet izin ve süreleri büyük önem taşımaktadır.  Çalışma izinlerinin başvuru şekli, çalışma izin türleri, istisnalar, izin ve uzatma başvurularının değerlendirilmesi, çalışma izinlerinin geçerlilikleri gibi bir çok önemli maddesinde, 4817 sayılı kanun, yabancıların ikamet izinlerini ve ikamet sürelerini dikkate almaktadır. Bağımsız çalışma izni, süresiz çalışma izni veya yerleşik yabancılara uygulanabilen istisnai izin gibi izin türleri için yapılabilecek başvurularda, yabancının ülkemizde kanuni ve kesintisiz ikamet şartı aranmaktadır. Tasarı, yabancıların çalışma izinleri sistemine, daha önce ülkemizde çalışmalarına izin verilmeyen yabancılara çalışma hakkı verilmesi, çalışma izinlerinin ikamet izni olarak kullanılabilirliği, izinsiz çalışan yabancıların sını dışı edilmelerinin hükme bağlanması gibi değişiklikler getirmektedir. Önümüzdeki günlerde YUKK tasarısının yasalaşması halinde çalışma izinleri mevzuatının uyumlaştırılması yönünde bir dizi kanun ve yönetmelik değişikliği beklenilmektedir.

[1] Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı (YUKK Tasarısı), Başbakanlık Ka­nunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü, 3. 5. 2012 tarih ve B. 02. 0. KGG. 0. 10. 101-282/1981 sayı numaralı kanun tasarısı.
[2] Kabul Tarihi: 27.2.2003, K. No: 4817 (RG: 6.3.2003-25040)
[3] Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları, TBMM, Dönem: 24, Yasama Yılı: 2, Sıra Sayısı: 310. Erişim 10 Mart 2013. < http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss310.pdf >
[4] YUKK Tasarısı, Madde 27
[5] YUKK Tasarısı 124. maddesi uyarınca 15/7/1950 tarihli ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunu yürürlükten kaldırmaktadır. YISHK’dan farklı olarak, tasarıda ikamet çeşitleri ayrıntılı olarak belirtilmiş ve hükme bağlanmıştır. Tasarının 30. maddesi hükmünce kabul edilen ikamet çeşitleri şunlardır: i) Kısa dönem ikamet izni. ii) Aile ikamet izni. iii) Öğrenci ikamet izni. iv) Uzun dönem ikamet izni. v) İnsani ikamet izni. vi) İnsan ticareti mağduru ikamet izni. Bu noktada Tasarının yabancıların ikamet izinleri açısından getirmiş olduğu en önemli değişikliklerin başında, “süresiz ikamet izni” uygulamasının kabul edilmesidir. Her ne kadar tasarının “uzun dönem ikamet izni” başlığı altında 42. ve 45. maddeleri arasında tanımlansa da, tasarının 42. maddesi 1 inci bendinde “Türkiye’de kesintisiz en az sekiz yıl ikamet izniyle kalmış olan ya da Göç Politikaları Kurulunun belirlediği şartlara uyan yabancılara, Bakanlığın onayıyla valilikler tarafından süresiz ikamet izni verilir.” hükmü yer almaktadır.
[6] 4817 Sayılı Kanun, Madde 12/1 ile  Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği,  Madde 7/5 gereğince çalışma izni edinen yabancının en geç otuz gün içerisinde çalışma amaçlı ikamet iznine başvurma zorunluluğu vardır.  Yurtdışı başvurularda bu süre yabancının ülkeye girişi itibariyle başlamaktadır. Bu zorunluluğu yerine getirmeyen yabancının çalışma izni geçerlilik kazanmıyacaktır. Bahsedilen süre, başvuru süresidir, yabancının otuz günlük süre içerisinde başvurusunu ilgili emniyet müdürlükleri nezdinde tamamlaması gerekmektir. YUKK Tasarısı Madde 122/1 gereğince “Diğer mevzuatta geçen yabancılara mahsus “ikamet tezkeresi” ibaresinden, bu Kanundaki “ikamet izni” anlaşılır.”  YUKK tasarısında “İkamet Tezkeresi” kavramı yerine “İkamet İzni” kavramı kullanılmıştır.
[7] 29/8/2003 tarihli ve 25214 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği (YÇİY)
[8] YÇİY, Madde 55 (4)
[9] YUKK Tasarısı, Madde 123 (5/c)
[10] YUKK Tasarısı, Madde 123 (5/a)
[11] YUKK Tasarısı, Madde 123 (5/ç)
[12] YUKK Tasarısı, Madde 61 “Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında mülteci statüsü verilir.”
[13] YUKK Tasarısı, Madde 62 “Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında şartlı mülteci statüsü verilir. Üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar, şartlı mültecinin Türkiye’de kalmasına izin verilir.”
[14] YUKK Tasarısı, Madde 62 “Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde;
a) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek,
b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak,
c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet
hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak,
olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir.”
[15] YUKK Tasarısı, Madde 3/r
[16] 19.9.2006 tarihli, 5543 Sayılı İskan Kanunu (RG: 29.9.2006-26301) 48. maddesi hükmünce 14.6.1934 tarihli ve2510 sayılı İskân Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmıştır. 5543 sayılı yeni iskan kanununda, yürürlükten kalkan 2510 sayılı iskan kanununun aksine , mülteci ve muhacir kavramları yer almamaktadır. 5543 sayılı kanunun 3. maddesi (d) bendi uyarınca Göçmen: Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olup, yerleşmek amacıyla tek başına veya toplu halde Türkiye’ye gelip bu Kanun gereğince kabul olunanlardır.
[17] Çeşitli mevzuat hükümlerince bazı meslek ve görevler yabancılara yasaklanmıştır. “(i) Diş tabipliği, dişçilik, ebelik, hastabakıcılık – Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun uyarınca (ii) Eczacılık – Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun uyarınca (iii)Veterinerlik (Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun uyarınca) (iv)Özel hastanelerde sorumlu müdürlük – Hususî Hastaneler Kanunu uyarınca (v) Avukatlık -Avukatlık Kanunu uyarınca (vi)Noterlik  – Noterlik Kanunu uyarınca  (vii) Özel veya kamu kuruluşlarında güvenlik görevlisi – Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun uyarınca (viii) Kara suları dahilinde balık, istiridye, midye, sünger, inci, mercan ihracı, dalgıçlık, arayıcılık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, katiplik, tayfalık vb. – Kabotaj Kanunu uyarınca (ix) Gümrük müşavirliği – Gümrük Kanununun 227 nci maddesi gereğince” Erişim 10 Mart 2013.
< http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/yabancilar.portal?page=yasak_meslekler >
[18] YUKK Tasarısı, Madde 89 (4/b)
[19] YUKK Tasarısı, Madde 89 (4/c)
[20] 1951 tarihli Mültecilerin Hukukî Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi, Türkiye bu sözleşmeye 359 sayılı Onay Kanunu ile üye olmuştur. (RG: 5.9.1961- 10898)
[21] YUKK Tasarısı, Madde 89 (4/c)
[22] YUKK Tasarısı, Madde 89 (4/a)
[23] 15.7.1950 tarihli, 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun (RG: 24.7.1950-7564), Madde, 21
[24] İçisleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 02.10.2003 tarih ve 155 no’lu Genelgesi ( Bölüm, N).
[25] YUKK Tasarısı, Madde 54 (ğ)
  





0 comments:

Yorum Gönder